İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Caravaggio’nun Şekli Bozuk İncisi: The Entombment of Christ

Barok resminin en büyük tezahürü olayın gerçekleştiği en dramatik anın izleyicide duygu ve tutku uyandıracak biçimde resmedilmesidir. Ve Barok resim her daim izleyicinin kendi zihninde tamamlamasını gerektiren bir anlık hikaye sunar. 

Michelangelo Merisi Caravaggio’nun bu resminde çarmıhtan indirilen İsa’nın mezara yerleştirilme hazırlığı ve yas anı gösterilmektedir. Barok resim sanatında çokça rastlanılan grup portreciliği bu resim ile en güzel örneklerinden birini sunmaktadır. Sahne İsa’nın ölü bedeni de dahil olmak üzere üçer kişilik iki figüratif gruptan meydana gelmektedir.

Birinci grupta başta ölü İsa, sonrasında kolunu İsa’nın üst bedeninin altında konumlandırmış ve sağ diziyle de onun ölü bedenini destekler halde bulunan kırmızı pelerin içindeki  Evangelist  John (bu kişinin  Arimathealı  Joseph olabileceği de düşünülmektedir) ve İsa’nın alt gövdesini taşıyan, onun dizlerini kollarıyla sıkıca kavrar haldeki Aziz  Nicodemus  bulunmaktadır. İsa’nın geometrik olarak zor bir biçimde betimlenmiştir ve onu taşıyan insanların dengesiz çabaları  Caravaggio  tarafından bir dengeye kavuşturulmuştur.  Evangelist John, İsa’nın gövdesini kavrarken sağ elinin parmakları İsa’nın çarmıhtayken Romalı bir askerin bıçaklaması sonucu kaburgasında oluşan yarasına değmektedir. Hakikatte can acıtıcı olabilecek bu temasa karşılık İsa’nın hiçbir şey hissedemeyişi ve tepkisizliğiyle onun ölü oluşu bir kez daha vurgulanmıştır. İç gıcıklayıcı bir his uyandıran bu unsur tam da yapılmak isteneni gerçekleştirmektedir.  

“Barok’un form anlayışı Rönesans’ınkinden çok başka. Rönesans’ta olduğu gibi biçimlendirmede belirlilik gereksenmiyor bu dönemde; öznel gözlem, ortak akıl kurallarından daha ağır basıyor.’’  

İsa’nın vücudu normal, kemiksi veya ince bir biçimde değil; kaslı, damarlı ve kalın bacaklı tasvir edilmiştir. Buna rağmen Nicodemus’un ve John’un yüksek rönesans figürlerinde olduğu gibi idealist bir biçimde değil, aksine sıradan insanlar gibi betimlenmiş oldukları görülür. Özellikle Nicodemus’un tarihte de bilindiği kadarıyla itibar ve mülk sahibi biri olduğu düşünüldüğünde sırtındaki kamburu ve eski kıyafetleriyle tam bir zavallı gibi tasvir edilmesi dikkate değerdir. Bu idealize etmekten kaçınma ve zavallılaştırma tutumu izleyicinin figürlerle daha fazla bağlantı kurabilmesini sağlamıştır.

İkinci grupta ise bu iki erkeğin arasına bir yelpaze şeklinde yerleştirilmiş olan üç kadın bulunmaktadır. Bunlardan soldaki Evangelist John’un arkasında kısmen görünür haldeki Meryem Ana’dır. Geleneğe göre her daim genç betimlenen Meryem, aksi bir betimleme ile burada yaşlı olarak ve bir rahibe cübbesinin içinde karşımıza çıkmaktadır. Sağ elini, yatay olarak uzatmış, olanları kabullenir edayla ve sanki İsa’ya dokunmak istercesine onun başının üzerinde konumlandırmıştır. Ortada yüzü gölgeli, elindeki beyaz mendil ile göz yaşlarını siler vaziyetteki Mecdelli Meryem (Mary Magdalene) içine çekilmiş halde acısını yaşamaktadır ve sağda kollarını bakışlarıyla aynı doğrultuda yukarıya yükseltmiş haldeki Clopaslı Meryem (Mary of Cleophas) bulunmaktadır. Bu üç kadın acı çekmenin farklı ve tamamlayıcı ifadelerini oluşturmaktadırlar. Yüzlerindeki tiyatral ifade dikkat çekicidir. 

Kompozisyonel olarak diagonal bir yerleştirme görülür. Resim Clopaslı Meryem’in yukarıya yükselmiş ellerinden (sağ üst), Mecdelli Meryem’in kıyafeti sarkan sol omzundan, Nicodemus’un dirseğinden ve Mesih’in gövdesinden, beyaz örtünün sonuna (sol alt) çapraz bir form ve dinamiğe sahiptir. Resim bize İsa’nın iki adam tarafından mezara indirilmesinden hemen önceki bir anda, beyaz ketene sarıldığı sırada donakalmış bir görüntüdeki gerginlik ve hareket katan uzuvları ve kafaları sunmaktadır. Tuhaf bir biçimde de göz sağ üst köşeden aşağıya doğru hareket ettikçe resme sessizlik hakim olmaktadır. Bu özelliğiyle resmi yaşamın ve ölümün bir alegorisi olarak yorumlamak mümkündür. Üstte yaşayan insanlar, altta mezar ve ölüm, bu ikisinin ortasında ise bariyer misali İsa Mesih… Aynı zamanda Katolik dogmayı; yalnızca İsa Mesih’e iman edilirse ölümün önlenebileceğini ve cennete yükselmenin ancak bu şekilde mümkün olabileceğini yansıtmaktadır.

Resimde arka plan, mimari ya da manzara olmayışı resmin ön planında yer alan figürlere odaklanmamızı sağlamaktadır. Her şey resmin ön planında ve bize çok yakın olarak cereyan etmektedir. Yas tutan beş kişinin üstünde durdukları, bir mezarın kapağı olduğu düşünülen, ikonografik manada Kudüs’te bulunan Kutsal Kabir Kilisesi’nin taşına ve kilisenin temeli olarak da Mesih’e atıfta bulunan düz taş levha ve Nicodemus’un dirseği ”foreshortening” diye bilinen ve resimdeki belirli bir nesneyi veya şekli derinlemesine oluşturma yöntemi olarak açıklanabilecek bir tür perspektif olan kısaltım tekniği sayesinde resmin alanı ile aramızdaki görünmez engeli aşarak bizim alanımıza girmektedir. Sanki mezarda duruyormuşuz gibi ve sanki İsa’nın bedeni bizim alanımıza indirilmiş gibi görünmesi sağlanmıştır. Barok sanatın en önemli hedeflerinden biri olan izleyiciyi dahil etme isteği açıkça gözlenmektedir. Aynı zamanda Nicodemus’un doğrudan izleyiciye bakan gözleri de bizlere sanki resmin bir parçasıymışız gibi hissettiren unsurlardandır. Caravaggio gerçeği en kaba ve sert yönleriyle betimlemekle kalmamış, bizleri de o anın içine hapsetmeyi başarmıştır.

”Rönesans, formun değişmeyen yapısını göstermeye en elverişli ışığı arıyor ve dünyaya, buna göre saptanmış bir ışık altında bakıyordu. Barok, değişen, birden parlayıp hemen sönecekmiş izlenimi bırakan bir ışık altında her şeyi görüyor.” 

Resimde genel olarak karanlık hakimdir. Sanki bir tiyatro sahnesindeki gibi bir ışık kullanımı söz konusudur. ”Tenebrizm” olarak bilinen dramatik aydınlatma olarak da adlandırılan resim tarzını yansıtır niteliktedir. Aydınlatmanın verdiği spot ışığı etkisi ile ışık ve karanlık arasında çok keskin kontrastlar oluşur başka bir deyişle parlak ve aydınlatılmış alanların hemen yanında çok koyu gölgeler mevcuttur ve bu da resme dramatik bir hava kazandırmıştır. Figürlerin duruşuna ve konudaki önemine paralel o yöne yansıtılan ışık, izleyiciyi yönlendiren bir unsurdur. Resimde İsa dışında yüzü tamamen aydınlatılmış tek kişi Aziz Nicodemus’tur ve tam da burada dikkate değer bir nokta Caravaggio’nun, Michelangelo’nun portresini kendi resmine taşımış olmasıdır. Çünkü Aziz Nicodemus’da betimlenen, Michelangelo’nun suretidir. 

Resimde dikkate değer detaylardan biri de sol alt kısımda görülen ve bilimsel adı “verbascum thapsus” olan sığırkıyruğu otudur. Tıbbi birtakım özellikleri dışında bu bitkinin kötü ruhları savuşturduğuna inanılmaktadır. Dirilişi ve ölüm üzerindeki zaferi sembolize eder. Burada bu bitki sayesinde İsa’nın ölümden sonraki dirilişine bir atıf görülmektedir. Bitkinin tam da İsa’nın konulmak üzere olduğu mezar yakınında bulunması sembolizme güç katmaktadır. 

*Barok sözcüğü Portekizce’de ‘şekli, biçimi bozuk inci’ anlamına gelen ‘‘barroco’’dan türemiştir.


Referanslar:

İpşiroğlu, Nazan ve İpşiroğlu, Mazhar, Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2012 
Özdin, Nilüfer, Barok Resim ve Heykel Sanatı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2018 
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Entombment_of_Christ_(Caravaggio)

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir