İsviçre’de başladığı sanat eğitimine, Türkiye’de ağırlıklı olarak resim üzerine çeşitli atölyelerde yaptığı çalışmalarla devam eden, ardından 2000 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde aldığı fotoğrafçılık eğitimi ile tamamen fotoğrafa yönelen sanatçı Ceylan Atuk, son 5 yıllık çalışmalarından oluşan özel bir fotoğraf seçkisi ile karşımızda.
Sanatçı Ceylan Atuk’un; görünmeyeni ön plana çıkartarak, kadını ait olduğu konuma yerleştirdiği “Gizli Özne” ve “Zamanın bize sunduğu tek gerçek ‘an’dır ve an; ister uykuda ister uyanık olsun, bir insanı insan yapan ve onu biricik kılan düşlerle şekillenir” diyerek özetlediği “Düş Dünyam” fotoğraflarından oluşan bu özel seçkisi, 14 Haziran tarihinden 14 Temmuz tarihine kadar Ahmet Fetgari Sokak, Teşvikiye’de yer alan 44A Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
Çektiği fotoğrafları kendi hikayeleri ile birleştirip, özel photoshop teknikleri ile zenginleştiren sanatçı Ceylan Atuk, fotoğrafların üzerine varak, boya gibi farklı malzemeler de uyguluyor. Özellikle paslanmaz çelik, diasec ve mat paper üzerinde çalışmalar yapıyor. Fotoğraf tutkusu sayesinde dünyayı dolaşan, iki kez Contemporary İstanbul’da ve Paris FotoFever Fuarı’nda eserleri sergilenen ve hatta sahiplenilen Ceylan Atuk, bir yandan 2019 sonbaharında sunacağı, küresel sorunlara gönderme yapacak büyük ve anlamlı projesinin hazırlıkları için yoğun bir çalışma içinde.

CEYLAN ATUK
Ceylan Atuk, İsviçre de başladığı sanat eğitimini, Türkiye de ağırlıklı olarak resim üzerine çeşitli atölyelerde yaptığı çalışmalarla devam ettirdi. Bir müddet aile şirketi Ceylan Giyim’de stilist ve moda danışmanı olarak çalışsa da gönlü başka yerdeydi.
O güne kadar elde ettiği güzel sanatlar birikimlerinin tümünü alt yapı olarak kullanabileceği ve kendine özgü bir stil yaratabileceği bir sanat dalı olarak fotoğrafçılığı seçti. Her anı değerlendirebilme duygusu çok hoşuna gitmişti.
2000 yılında Bilgi Üniversitesi’nde fotoğrafçılık eğitimi aldı, daha sonra da değerli fotoğrafçılardan aldığı özel derslerle fotoğrafçılıkla ilgili öğrenim hayatına devam etti. Photoshop konusunda da uzmanlaşarak, fotoğraf üzerinde istediği değişimleri kendisi yapabilme kabiliyeti kazandı.
Uzmanlıklarından faydalandığı her bir fotoğrafçının kendisine farklı alanlarda kuvvetli bir alt yapı kazandırdığını belirten sanatçının, katıldığı pek çok yarışmada dereceleri bulunmaktadır. Ceylan Atuk, çalışmalarını halen kendi atölyesinde sürdürmektedir.
SERGİLER
2018 “Düş Dünyam”, Art Galerim Bebek, İstanbul
2017 Art Fair Paris FotoFever, Paris
2016 “Tekneler”, Contemporary İstanbul, Gama Galeri, İstanbul
2015 “Esir Pazarı / Slave Market”, Contemporary İstanbul, Gama Galery, İstanbul
2015 “Gizli Özne”, Gama Galeri, St. Helena Kilisesi, İstanbul
2013 “Su Aşkın Gözyaşları Gibi / Water Like Tears of Love”, İtalyan Kültür Merkezi, İstanbul
2012 “Perde Arkası”, Bahçe ve Dekorasyon Fuarı, İstanbul
2012 “Perde Arkası”, Arc Galeri, İstanbul

“Gizli Özne” fotoğrafları üzerine:
Osmanlı İmparatorluğu’nun batıya öykündüğü dönemlerine denk gelen 19. yüzyılda, batılı ressamlar da romantizmi Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde aramaya başladılar. Ama bu toprakların gerçekliğine ve tarihi katmanlarına vakıf olmadan yarattıkları imgeler toplumsal dokunun uzağında, gerçeklikten kopuk bir akım yarattı: Oryantalizm. Erkek egemen bir bakışla yaratılan bu resimlerde kadının varlığı sadece bir aksesuar, çoğunlukla da erotik bir imge olarak yer alıyordu. Kadını genel olarak harem veya hamam gibi yerlerde resmederek hem erkek egemen bakışı somutlaştıran hem de kadının ait olduğu yerlerin sadece buralar olduğuna işaret eden bu resimler, aynı zamanda şu anda bile tartıştığımız, kadının toplumdaki yeri konusundaki ön yargılara açılan birer kapı da oldular. Oryantalist batılı ressamlara öykünen bazı Osmanlı ressamları da bu düşsel kadın imgesini farklı yorumlarla ama çok da reddetmeden, resmetmeye devam ettiler.
Ceylan Atuk’un fotoğrafları işte bu yüzyıllardır süren fanteziye son verecek bir darbeleme içeriyor. Kadını görünmez olmaktan çıkarıyor önce Atuk; tarihi mekanlardan, kolajla yarattığı oryantalist dünyalara kadar her işinde kadını tam orta yere oturtuyor. Üstelik onun kadınları Avrupa’nın haremlerde sefa süren edilgen kadınları değil; çığlık atan, gözlerini gözlerimize dikecek cesarete sahip, hayatı ellerine alan gerçek kadınlar. Bu toprağın hakiki, güçlü kadınları. Erkek egemen bakışın kadını koymak istediği yeri reddederek, tarihi bir yanılgıyı da tersyüz eden Atuk, tüm oryantalist dünyada gizli kalan o özneyi, kadını ait olduğu noktaya, hayatın tam merkezine taşıyor.
Osmanlı’nın ilk kadın ressamı Mihri Müşfik’den ilk kadın heykeltraşımız Sabiha Bengütaş’a, Osmalı’dan bu yana kadının toplumda önünü açanlara bir saygı duruşu olarak da okunabilecek bu işler, sesleri hala duyulmayan, ezilen, hor görülen binlerce kadının, kulaklarımızı tıkadığımız çığlığını da içeriyor.

Ceylan Atuk kaleminden “Düş Dünyam”:
Gelecek, bize doğru geliyor mu? Yoksa biz mi ona doğru gidiyoruz? Bir sonraki an, aslında gelecek değil mi? Şu an, bir adım sonra geçmiş olmayacak mı? Peki yanından geçip gittiğimiz geçmişimizden bize ne kaldı? Bu soruları kalbimizde taşıyarak ilerliyoruz hayatta. Anılarımızın ilkinden bugüne acı ve tatlı duygular bilincimize eşlik ediyor. Peki aslında benliğimizi ne kaplıyor?
Düşlerimiz. Bizi biz yapan, geçmişten zevk alan, geleceğe doğru hevesli bir halle sirayet eden düşlerimiz.
Oscar Wilde’ın da dediği gibi, kimse geçmişini geri alacak kadar zengin değil. Bu yüzden onunla yüzleşmekten başka şansımız yok. Böylesine bir yüzleşmenin sonunda kendimizi bir yol ayrımında bulacağımız aşikar; ya tıkanıp kalır insan böyle bir durumda ya da yola devam eder. Peki nasıl? Aydınlık düşlerine sarılarak… O kadim ışıkla geçmişin karanlık, bazen acı verici dehlizlerinden çıkabilir.
Zamanın bize sunduğu tek gerçek “an”dır ve an; ister uykuda ister uyanık olsun, bir insanı insan yapan ve onu biricik kılan düşlerle şekillenir.
44A Sanat Galerisi Ahmet Fetgari Sk.44/A Tesvikiye
0 212 233 33 80
İlk yorum yapan siz olun