İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ceylan Taş ile Eyvahlar Olsun’u Konuştuk:”Çünkü temelde birleştiğimiz yer aşağı yukarı aynı. Her şeyden sıyrılıp yalın halimize varınca birbirimize çok benziyoruz.”

Geçtiğimiz yıllarda sosyal medya henüz bu kadar yaygın kullanılmıyorken blog yazmaya başladı. Ardından bir Instagram hesabı açarak içsel yolculuğunu ev hanımlığı, evlilik, annelik, komşuluk deneyimleriyle harmanlayarak insanlarla paylaşmaya başladı. Kendine has üslubu insanlar tarafından çok sevildi ki ilk kitabı İyiyim Oturuyorum defalarca tekrar baskı yaptı. Ceylan Taş ile bu ilmek ilmek örülen hikayesi ve ikinci kitabı Eyvahlar Olsun’a dair bir sohbet gerçekleştirdik.

• Henüz böyle bir serüveniniz olacağından habersizken kendinize bir blog açmıştınız. Ardından sosyal medyada @birceylan isimli Instagram hesabınızla tanınırken ilk kitabınız İyiyim Oturuyorum’la da azımsanmayacak bir okuyucu kitlesine ulaştınız. Şimdi Eyvahlar Olsun adlı ikinci kitabınız raflarda yerini aldı. Tüm bu süreçle ilgili neler hissediyorsunuz?

Mutluyum. Kendime ait büyük ve güzel bir parçayı alıp kutuma koyabildiğim için mutluluk hissediyorum. Başta bu coşkulu bir gururdu çünkü o zaman o duyguya ihtiyacım vardı, şu an baskın olan sakinlik ve bu benim için her şeyin üstünde.

• İlk kitabın ardından ikinciyi yazarken ‘ya ilkinin üzerine çıkamazsam’ ya da ‘ya kitaplarım kıyaslanırsa’ gibi korkulara kapıldığınız oldu mu?

Olmadı hiç. Çünkü kıyaslama önüne geçip kontrol edebileceğim bir durum değil, o sulardan uzak kalmak daha mantıklı geliyor. Belki de tam tersi, belki bu kitap daha iyidir. Çünkü zaman geçtikçe daha çok gezmiş görmüş okumuş bilmiş oluyoruz, bu bir şey muhakkak katmıştır, yani belki ikinci kitapla ilkini temize çekmişimdir. Yani umarım.

• Eyvahlar Olsun bir roman ve sizin roman türündeki ilk kitabınız. Roman türü, kurgu tekniğiyle birçok türden ayrılıyor. Siz roman yazarken zorlandınız mı yoksa kurgu sizi daha iyi hissettiren bir alan mı oldu?

Bana daha rahat bir alan gibi geldi, çünkü kurdun mu yaşadın mı öldün mü kaldın mı kimse bilmiyor anlamıyor. Daha havadar. Serbest.

• Kitabı okuyacaklara Eyvahlar Olsun’da nelerle karşılaşacaklarına dair ipuçları verir misiniz?

Görülmemiş bir şey değil, çünkü görülmemiş yazılmamış çizilmemiş bir şey kalmamış olabilir artık. Mangal yellerken bir yandan alnının terini silmek, doyunca göbeğine şaplak atmak ya da turşu bidonlarını arka balkonda saklamak gibi basit bir düzlük. Ben o düzlüğe çiçekler diktiğimi hayal ettim.

• Roman, pek çok farklı yaşam tarzına ve ruha göz kırpıyor. Bu çeşitliliği sağlarken motivasyonunuz neydi?

Hayat… Böyle deyip bıraksam çok havalı olur, ama hayat dediğim işte annem teyzem halam falan. Üst komşum ya da market sırasında önümde bekleyen teyze ya da yanımdan aceleyle geçen amca. Kediler, kuşlar, su dolu çukurlar. Bunlar.

• Kitapta hikâyelerine ortak olduğumuz kadınlar hem çok tanıdık hem de zaman zaman uzaktan bakmakla yetinilen karakterler. Bu durum tanıdığımızı zannettiğimiz biriyle yeniden tanışmak gibi. Çokça ortak noktamız varken neden çevremize yabancılaşıyoruz sizce, bu kitap ortak duyguları keşfetmeye çalışmakta bir yol gösterici olabilir mi?

Gören gözle bakana elbette yol gösterir. Anlayan kalpte, bir yaprağın yere düşüşü bile bir mana muhakkak buluyor. Ha ne gerek var bunca manaya, bu kadar manayla ne yapacağız ama buluyor mu, buluyor.

• Romanda Perihan, Neriman ve Hicran gibi kadınların yanı sıra Teyzelerden Bir Teyze başlığı altında okuduklarımız kulağa hiç yabancı gelmiyor. Bu nokta için gözlemlerinizden yararlandığınızı söyleyebilir miyiz?

Evet tabii ve yazarken en eğlendiğim kısım oydu. Pek çoğu birebir duyduğum cümleler, bir kısmına da tanık oldum. Tekrar ediyorum, ”yazarken” eğlenceli. Olaylara farklı açılardan bakılmasına duyulan dev öfke bana çok güldürücü geldi yazıya dökünce. ”Bellemişler bir boşanma!” (Gülüyor.)

• Kitabın son sayfasını da okuyup kapattıktan sonra hem hüngür hüngür ağlamak hem de tatlı tatlı tebessüm etmek isteğiyle dolup taşıyor insan. Okuyucuda bu duyguları yaratan şey nedir sizce?

Çünkü temelde birleştiğimiz yer aşağı yukarı aynı. Her şeyden sıyrılıp yalın halimize varınca birbirimize çok benziyoruz. Ben Reyhan değilim, ama Reyhan’ı anlayarak yazdım, Perihan’ı da, Neriman’ı da. Teyzeyi anlamadım sadece inşallah anlamam onu hiç.

• Yeni bir kitapta daha görebilecek miyiz isminizi ve eğer planda varsa bu defa türü ne olur?

Bir yanım ölene kadar yazmaya devam edeceğim derken diğer yanım ”Bittin kızım sen!” diyor. Hangi yanımı güçlendirebilirsem yolu o belirleyecek.

• Son olarak okuyucularınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Çok şey var, kendim anladıkça onlara da söyleyeceğim. Kıymet veren herkese teşekkür ederim.

Eyvahlar Olsun’u incelemek için tıklayın.

2 Yorum

  1. Ayşe Tiraki Ayşe Tiraki 23/08/2020

    Okumak nasib olmadı daha kitaplarınızı,çünkü hastahanede yatıyorum uzun zamandır.İstegramda her yazınızı okuyorum.Siz çok pozitif bir insan olmalısınız zira,bu yansıyor bizlere.Hayırlı olsun kardeşim👏🏻☘️

  2. zFy zFy 24/08/2020

    Ceylan Taş’ın askerleriyiz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir