Duayen ressam İbrahim Balaban tedavi gördüğü özel hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle 98 yaşında hayatını kaybetti.
Yaşayan en büyük ressamlardan olan İbrahim Balaban yaklaşık 15 gün önce kalça kemiği kırığı teşhisiyle Özel Güngören Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Ressam İbrahim Balaban, dün sabah çoklu organ yetmezliği nedeniyle aramızdan ayrıldı.
Balaban’ın Cenazesi 11 Haziran Salı günü Şişli Camii’nde öğle namazına müteakiben kılınacak cenaze namazı sonrasında doğduğu yer olan Bursa’nın Orhangazi ilçesinde bulunan Seç köyünde defnedilecek. Ayrıca salı günü saat 11.00’de Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde dostlarının ve sevenlerinin katılacağı bir tören düzenlenecek. Törene herkes katılabilir.

Ressam İbrahim Balaban kimdir?
1921 yılında Bursa’da dünyaya geldi. Doğduğu köy olan Seç köyünde 3 yıl eğitim gördü. 1937’de henüz daha 16 yaşındayken hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi. Cezaevinde kendini avutmak için resim çizmeye başladı. Resimlerini zeytinyağına batırdığı renkli kalemlerle yapıyordu.
6 ay hapis ve 16 bin lira da para cezasına çarptırılmıştı Balaban. Ancak hakkında kesilen para cezasını ödeyemeyince, cezası 3 yıl mahkûmiyete çevrildi. Bu artı 3 yıllık cezasının bitmesine çok az bir zaman kala cezaevinde dört mahkûmun saldırısına uğradı.
Cezaevinden çıktıktan sonra, evlendiği gün düğün evini basan düşmanını öldürdü ve tekrar cezaevine girdi. 1942-44 ve 1947-50 yılları arasını Bursa Cezaevi’nde geçiren Balaban, cezaevindeyken önce babası Hasan Çavuş’un cinayete kurban gittiğini, daha sonra doğumda karısının öldüğünü ve çok kısa bir zaman sonra da çocuğunun ölüm haberlerini aldı.
Balaban, kaldığı Bursa Cezaevi’nde kendisinden 20 yaş büyük olan ünlü şair Nâzım Hikmet ile tanıştı. Nazım’ın desteği ve ilgisi ile Balaban’ın resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. İkinci evliliğinden iki erkek ve bir kız çocuğu oldu. Oğlu Hasan Nazım Balaban da babası gibi ressam oldu.
İbrahim Balaban ilk sergisini 1953 yılında İstanbul’da, Fransız Kültür Merkezi’nde açtı. Sonraki yıllarda hem Türkiye’de, hem de yurt dışında pek çok sergi açan Balaban, tarihler 1961 yılını gösterdiğinde Yeni Dal Grubu sergisindeki bir tablosundan dolayı yargılandı, ancak aklandı. Yine 1968’de Gazi Dergisi’nde basılan bir tablosundan dolayı yargılandı ve ondan da aklandı. Bugüne kadar 2000’den fazla tablo ve aynı zamanda yazar olduğu için yayınlanmış 11 adet kitabı bulunmaktadır.
İlk yorum yapan siz olun