106 yaşına girmesine sayılı günler kalan, saygıdeğer Muazzez İlmiye Çığ dünyanın sayılı Sümeroloğu ve saygın bilim insanları arasındadır. Osmanlı’nın son yıllarına, iki dünya savaşına ve Cumhuriyet’in her dönemine tanıklık eden ayaklı tarihimiz yaşama ve öğrenmeye olan hevesini hiç kaybetmeden topluma faydalı olan sayılı şahsiyetlerden. Altınbaş Üniversitesi’nin “Topluma ve Kültüre Hizmet Edenler” belgesel projesinin konuğu bu nedenle Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatı ve ülkesine olan değerli katkıları idi.

İsmi içinde geçen “İLMİYE” kelimesinin mana ve kaderini yaşadığına inandığım aziz tarihçimiz, gerçektende bilim eğitimi görerek, adalet ve hukukun önemini kavrayarak topluma ve eğitime yön veren yüce gönüllü isimlerimizden.
Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesine Fransızca bölümüne kayıt olmak için giden fakat kayıt kontenjanı dolduğundan “Hititoloji ,Sümeroloji ve Arkeoloji okuyan değerli tarihçimiz, “eğer Atatürk böyle bir bölüm açtı ise sahip çıkmamız gereken değerler vardır” diye düşünerek tertemiz niyeti ile ülkemiz adına büyük bir adım atmış sayılır. Elbette, Sümeroloji ve Arkeoloji öncesinde hali hazırda öğretmenlik mezunu olduğu için ulusumuza hizmeti çok öncesinden başlamış sayılır. Profesör olmasını çok isteyen sevgili babasına rağmen İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde çalışmaya başlayan Muazzez İlmiye hanım, şehirler arası mesafenin nişanlılık sürecinin olumsuz etkileyeceğini düşünerek Profesör olmaktan vazgeçmek kararını almış. Her ne kadar Profesör ünvanı almasa bile şüphesiz ki ülkemiz için yaptıkları bu ünvanın çok daha ötesinde nice anlamlar taşımaktadır.

Sümer, Hitit döneminden kalan arkeolojik buluntu ve tabletlerin önemini bilen ulu önder Atatürk’ün bu okulları açmak istemesinin sebebi, “Türk milletinin ve bir zamanlar Anadolu’da yer alan bu milletlerin ulusumuzla olan sosyal etkisini anlamak istemesiydi.” Öyle ki Türk dilini ve tarihini bilen uzmanlar yetiştirmek, Türkçe’nin kökenini saptamak, hangi coğrafyalarda, nasıl yaşadıklarını bilmek ve ülkemizin nesillerine aktarmak için Atatürk bu bölümü Cumhuriyet sonrası zaman geçmeden açmıştı.

Değerli M. İlmiye Çığ “benimle birlikte o dönem fakülteden mezun olan tüm arkadaşlarımızın tek isteği bir an önce mezun olmak ve ülkeye bir an önce okumuş nüfus olarak katkı sağlamaktı. Gerçekten o dönem mezun olan tüm arkadaşlarımın ülkeme sayılamayacak kadar çok katkısı oldu” ifadelerine belgesel aracılığıyla yer verdi.
Muazzez İlmiye Çığ, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni, Paris-Louvre Museum, Londra-British Museum gibi bir Eski Ön Asya Dilleri Araştırma Merkezi haline getirdi.

Altınbaş Üniversitesi öğretim üyeleri, öğrencileri ile sanatseverlerin katıldığı gösterime Mersin’den canlı yayın tekniği ile katılan Muazzez İlmiye Çığ konuşmasında ; “sevgi dolu bir ailede doğup büyüdüğünü böylece sevgi dolu bir aile kurduğunu bu yüzden her şeyi sevdiğini, Tanrı’nın yalnız sevgi istediğini, insanı, doğayı sevmek gerektiğini” belirtti.
Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Özaydın’ın yönettiği belgeselin, 20 Haziran’ da yani sayın M. İlmiye Çığ’ın doğum gününde izleyici ile buluşması planlanıyor. Sümer’leri halkımıza tanıtmak gayesi ile birçok kitap yazmış olan değerli Sümeroloğumuz, Atatürk’e olan vefa borcumu ödemek için bitmeyen enerjisi ve yaşam sevinci ile çalışmaya devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fahri Doktora ünvanı da almış olan Muazzez İlmiye Çığ, kendisini ziyaret etmek isteyen misafirlerini Mersin’de evine konuk ediyor.

Kendisinin önünde hürmet ve saygıyla eğiliyorum, ulusumuza ve Tarih bilimine katkıları için sonsuz teşekkürlerimi sunarken, yeni nesillere aktardıkları için kendimi çok şanslı olarak atfettiğimi bilmesini istiyorum. Kendisini en kısa zamanda ziyaret edebilmeyi, tüm kalbimle dilemekteyim.

Saygıdeğer Prof. Dr. Sabri Özaydın’a da buradan koşulsuz sevgi dolu yüce yüreği ve topluma katkısı olan değerli projeleri, emekleri için sonsuz saygı ve sevgilerimi sunmak istiyorum. Dilerim ki kalbi yürek ve bilinçlere ulaşmak gayesi ile çarpan saygıdeğer hocamız Sabri Özaydın’ın diğer tüm toplumsal projelerinin yolu da açık ve kutlu olur.
Yeni bir sanat haberinde görüşmek üzere değerli Gazete Sanat okuyucuları, hoşçakalınız…
İlk yorum yapan siz olun