İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Farklı Çocukların Dünyası: İçimdeki Melodi

İnceleme: Esra Karadoğan

“İnsanlar çoğunlukla bana hep dışarıdan bakar. Tekerlekli sandalyemi, sallanıp duran başımı ve sabit duramayan ellerimi fark ederler. Bazen salyam akıyor -ki evet, bu utanç verici.

İnsanlar çoğu zaman, insan vücudundaki her bir kemiğin adını bilen o çocuğu görecek kadar derine bakmıyor. Neredeyse on iki yaşındayım, ama on ikinci sınıf seviyesinde okuyorum.”

İçimdeki Melodi, çok sevilen İçimdeki Müzik’in yazarı Sharon M. Draper’dan bir devam kitabı. Kitap, Genç Timaş tarafından Zeynep Kürük çevirisiyle yayımlandı. Melody, artık daha büyük bir genç kız ve yine her şeyin farkında. Sadece bu sefer farklı bir şeyler yapıyor ve bunları yaparken yine kimseye duyuramadığı o güçlü sese, düşüncelerine şahit oluyoruz.

Farklılıklara dair bir kitap İçimdeki Melodi. İçimdeki Müzik’i henüz bilmeyenler için anlatmakta fayda var: Melody kendini istediği gibi ifade edemese de fazlasıyla zeki bir çocuk, kaslarını kontrol edemediğini görenler onu ya görmezden geliyorlar ya dalga geçiyorlar ya da meraklı gözlerle bakıyorlar. Her ne kadar Melody bunlara alışkın olsa da zaman zaman bu durum ona dokunuyor, insanların düşüncesizlikleri canını sıkıyor. Bir okul gezisinde -onun ifadesiyle söylemek gerekirse- ekilen Melody, arkadaşlarının da arada onu dışladığının, bazen tekerlekli sandalyesi yüzünden onunla dalga geçtiklerinin farkında, yine de bunları çok sorun etmiyor gibi görünüyor. Kardeşi ile Bayan V.’nin evine ya da kütüphaneye gidip her günkü hayatına devam ediyor. Fakat bir gün bir kamptan haberdar oluyor, kendisi gibi özel, bakıma ihtiyaç çocukların katılabileceği bir kamp. Ailesi başta tereddüt etse de Melody’nin ısrarlı isteği sonucunda bu kampa gitmesini kabul ediyor.

İçimdeki Melodi’de, Melody’nin ve bu özel çocukların hayatlarına ve ihtiyaçlarına farklı bir yerden bakıyoruz. Onların ihtiyaçlarını görmezden gelen bir dünya yerine, tamamen onlar düşünülerek uygun bir ortam hazırlandığında neler olabileceğini Melody’nin gözünden öğreniyoruz. Her ne kadar bu kamp kurgu olsa da Melody’nin düşünceleri, yaşadıkları çok gerçekçi. Yazar Sharon M. Draper’ın her koşulu ince ince işlediğini belirtelim. Biraz bu kamptan bahsetmem lazım. Melody, daha önce yüzebileceğini hiç düşünemezken rehberi sayesinde yüzebiliyor, zipline yapabiliyor hatta gölde tekne ile gezintiye çıkabiliyor. Tüm bunlar haliyle bu kamptan önce hayal bile edemediği şeyler.

Melody çok akıllı olabilir, akranlarının çok ilerisinde dersler alıyor olabilir, fakat o yine de genç kızlığa adım atmak üzere olan bir çocuk. Mesela ailesinin kardeşi Penny’ye oyuncak makyaj seti alıp kendisinin de ruja, göz kalemine meraklı olabileceğini fark etmemelerine de değinmiş bir yerde. İşte şimdi kendisi gibi bakıma muhtaç çocuklar için bu kampta, akranlarıyla olmak ona ayrı bir farkındalık sağlıyor. En önemlisi Melody, ne kadar sevilen bir çocuk olsa da arkadaşlara ihtiyaç duyuyor. Bakalım bu kampta, daha önce hiç tanımadığı çocuklara uyum gösterebilecek mi, yeni arkadaşları olacak mı?

“Sanırım farklı olan şey, bendim. Arkadaşlarımla birlikte oturmuş takılıyordum – evet, arkadaşlarımla. Bu ne kadar da havalı bir şeydi!”

Bir çocuk için oyun bu kadar önemliyken özellikle farklı çocukların arkadaşlarıyla gerçek anlamda oyun oynama imkânı bulamadığını bu kitapla fark ettim ben de. Melody’nin gözünden tüm bunları okumak, çocukların ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlamama yardımcı oldu. Melody’yi ilk kitap İçimdeki Müzik’ten tanıyanlar, bu kitabı da çok seveceklerdir eminim ve Melody’nin ne kadar büyüdüğüne şahit olmaktan memnun olacaklardır.

Bunca farklılığa temas eden kitap hatta film ve dizi varken insanların hâlâ farklılıkları kabullenememiş ve bu konuda belirli bir farkındalığa sahip olamaması çok garip geliyor, okurken bazen tüm bunları çoktan aşmış olabilirdik düşünceleriyle boğuşsam da İçimdeki Melodi böyle karamsar düşüncelerin kitabı değil, aksine Melody’nin yapabileceklerine ve yaptıklarına şahit oldukça insana ümit aşılayan bir kitap.

“İnsanların ilk olarak sandalyemi değil de beni görmeleri için, kendi başıma daha çok şey yapabilmek için, mesela en yakın arkadaşımla takılabilmek için…tabii eğer öyle biri olsaydı, her şeyimi verirdim.”

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir