İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gazeteci Hakan Özbek ile “Uzun Yol, Kısa Hikaye” Kitabını Konuştuk

Kültür sanat sektöründe yaptığı çalışmalarla tanıdığımız gazeteci Hakan Özbek ile Herdem Kitap’tan çıkan ilk kitabı Uzun Yol, Kısa Hikaye’yi konuştuk.

Merhaba Hakan Bey, sizi kültür sanat sektöründe yaptığınız çalışmalarla tanıyoruz. Okurlarımız için kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Eylül 1989’da doğdum. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarım Rize’nin Fındıklı ilçesinde geçti. Ardından üniversite yıllarımın başlamasıyla İstanbul’a yerleştim ve öylece kaldım. Marmara Üniversitesi Gazetecilik mezunuyum. Üniversite yıllarımdan bu yana çeşitli medya kuruluşlarında editör ve yöneticilik görevlerinde bulundum.

Biliyorsunuz, yaygın medyada kültür-sanat pek de önemsenen bir alan olmadı maalesef. Ben de bir alternatif yaratmak hedefiyle Dada Kitap’ı kurdum ve bu alanda içerikler üretmeye ve haberleri insanlarla buluşturmaya gayret ediyorum.

Bir dönem sadece kendi platformumla ilgilendim ve büyük hayaller kurdum ancak sonra gerçeklik ağır basınca yeniden medyaya döndüm.

Şu anda hem Dada Kitap için mücadele etmeye devam ediyorum hem de Ekonomi Gazetesi’nin internet sitesinde editör olarak çalışıyorum.

İlk romanınız Uzun Yol Kısa Hikâye Herdem Kitap’tan çıktı. Kitapta, şehir yaşamına sıkışıp kalan bir gencin hikâyesini anlatmışsınız. Konuyu biraz detaylandırabilir misiniz? Uzun Yol Kısa Hikâye’de okurları neler bekliyor?

Uzun Yol, Kısa Hikâye bir beyaz yakalı hikâyesi… Pek çok beyaz yakalı gibi kendini ofise sıkışmış hisseden ve sürekli o ofis ortamından kendine bir kaçış arayan bir kahramanın etrafında geçiyor olaylar… Bugünün proleteri sadece işçiler değil, beyaz yakalılar aynı zamanda ancak beyaz yakalılar nedense kendilerini işçilerin üstünde konumlandırıyor. Belki de bu yüzden çok fazla umudu ve pişmanlığı da ceplerinde taşıyor.

Kendimi bir gruptan üstün görmemekle birlikte kendimi de bu kesimin bir paydaşı olarak gördüğüm için Samet gibi bir karakterin hikâyesini kurgulamak ve kendimce bir trajediyi anlatmak istedim.

Uzun Yol Kısa Hikâye, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap. Bu fikir nereden çıktı? Esinlendiğiniz bir kişi ya da olay oldu mu?

Az önce bahsettiğim gibi ben de bir grubun içindeyim ve daha fazla empati kurabildiğim grup da ofis çalışanları. Bugün ofisler devasa plazalarda ve bu ortamda çok fazla karakterden insanla karşılaşıyoruz. Haliyle tamamen hayal ürünü demek doğru olmayacaktır ancak, bu karakterlerin doğrudan bir karşılığı var demek de o kadar yanlış olacaktır.

Kitapla ilgili ilk geri dönüşler nasıl?

Kendi yazdıklarımı kolay beğenen biri değilim ve bu yüzden Uzun Yol, Kısa Hikâye için içime sinene kadar bekledim, uğraştım. Şu ana kadar okuyanlardan aldığım geri dönüşler de gerçekten çok olumlu. İyi bir okur olduğunu düşündüğüm bir meslek büyüğüm kitabımı “Sıcacık” şeklinde yorumladı mesela. Bunun yanı sıra tanıdığım ve tanımadığım insanlardan oldukça güzel yorumlar alıyorum.

Son olarak Uzun Yol Kısa Hikaye’de Samet’in hikayesi bitiyor mu yoksa devamı gelecek mi?

Okurların da çok merak ettiği sorulardan biri bu… Samet’in hikâyesinin devam etmesi gibi bir planım yok. En azından yakın zamanda bir devamı olmayacak. Ancak bir final havası yaratmamak okurun hikâye üzerine hikâye kurmasına teşvik ediyor gibi geliyor. Şu anda iki farklı hikâye üzerine düşünüyorum, ufak ufak yazıyorum.

Röportaj: Lavinya Ay

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir